Hakkımızda

Eğitim hayatı boyunca 1000 saatten fazla İngilizce eğitim alan, ve Türkçe’ye yerleşmiş yaklaşık 1000 İngilizce kelimeyi farkında olmadan günlük hayatında kullanan milyonlarca kişi hala İngilizce konuşamıyor. Sizce de bu süreçte bir sorun yok mu?

Dubai’de, Şili’de, Suudi Arabistan’da, İran’da neredeyse herkes İngilizce konuşurken, güzel ülkemizde İngilizce’yi cesurca konuşabilen birine rastlamak neredeyse imkansız. Gelin, alfabe şarkılarıyla, sayılarla, "am-is-are" ile başlayan, aylarca, yıllarca süren, öğrencileri worksheetlere, çalışma kağıtlarına boğan bu geleneksel kısır döngüye bir son verelim. Gelin, öğrencileri sanki bir dilbilimci yetiştirir gibi yetiştiren, bir İngiliz'in bile aslında günlük hayatında kullanmadığı detaylı dilbilgisi konularından sınavlar yapan bu sisteme bir dur diyelim.
     

Peki diğerlerinden farkımız ne?

Bir Türk'e "Türkçe düşünme" demek, aslında "Hiç düşünme" demektir. İnsanoğlu anadilinde düşünür. Kulübümüzde size "Türkçe düşünme" diyen entel uzmanlarla asla karşılaşmayacaksınız. Geleneksel sistemlerdeki gibi, İngiltere'deki tarihi bir köprünün yapımı aşamasında kaç işçinin hayatını kaybettiğine dair sıkıcı metinler okumayacaksınız. Marketteki tezgahtardan taze dereotu istemeyi, kaldığınız otelin resepsiyonunu arayıp çarşafınızı değiştirmelerini rica etmeyi, otomobiliniz bozulduğunda servisi arayıp debriyajınızdaki sorundan bahsetmeyi, şarküteriden akıcı bir İngilizce konuşarak az yağlı dana eti satın almayı öğreneceksiniz. Programın ilk günününde asla tanışma kalıpları ve sayıları öğrenmeyeceksiniz. Alfabe şarkılarını da unutun. Kulübümüzün bir rehabilitasyon merkezi olmadığının farkındayız. Misafirimiz olduğunuz ilk iki saatin sonunda, İngilizce'nin omurgası kabul edilen en önemli yapıları kullanarak cümleler kurabileceksiniz.

Son derece pratik ve akılcı bir bakış açısıyla bir an önce İngilizce konuşmak hiç de zor değil.